Sendikalar, çalışanların kendi hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek üzere oluşturulan, sınıfsal ve toplumsal örgütlerdir. Sendikalar çalışanların ekonomik örgütü olarak toplu sözleşmeler yapmanın yanı sıra toplumsal ve siyasal yaşamın içinde demokrasinin sınırlarını geliştirmeye ve çalışanların haklarını güvencede tutmaya çalışırlar.
Ülkemizde de örgütlü emek mücadelesi bir asırdan önce başlamıştır. Kötü çalışma koşulları ve ücret adaletsizliği nedeniyle 1870’li yılların sonunda başlayan grevlerde özellikle demiryolu çalışanlarının rolü büyüktür.
O günlerden günümüze, emek mücadelesinde birçok örgütlenmenin ve sendika önderinin katkısı vardır.
12 Eylül askeri darbesinden sonra yeniden dizayn edilen toplum ve çalışma düzeninde, sendikal haklar mücadelesinin yanı sıra toplumsal muhalefetinde öncüsü olan KESK’in çok önemli bir yeri vardır. Bu mücadele, ülkemizde tabu sayılan birçok kavramın tartışılır hale gelmesine ve kimi sendikal, ekonomik ve siyasal hakların elde edilmesinde de önemli yer tutmuştur.
Sendikal haklar, sendika kurma, grev ve toplu sözleşme yapma hakları olmak üzere ayrılmaz bir bütündür. Kamu çalışanları açısından sendika kurma hakkı hiç kuşku yok ki KESK’in 1990’lı yıllarda başlattığı fiili meşru mücadele sayesinde yasal güvenceye kavuşturulmuştur. Bu mücadelenin açtığı yolda ne yazık ki çalışanların birliği sağlanamamış, önce Türkiye Kamu –Sen, sonra Memur –Sen konfederasyonları ve üye sendikalar iktidarlarla işbirliği içinde korporatif bir sendikal anlayışla kamu çalışanları sendikal haklar mücadelesini zafiyete uğratmış ve kontra sendikalar olarak sahnede yerini almıştır.
Buna rağmen sınıf bilincine sahip emekçiler mücadeleyi bırakmamış, hem sendikal hakların kazanımı hem de toplumun diğer dezavantajlı kesimleriyle dayanışmasını sürdürmüştür.
Ancak, sınıf ve kitle sendikacılığı ilkesini savunduğunu iddia eden yapı ne yazık ki süreç içinde bazı siyasi parti ve grupların güdümüne girmiş, bu ilişkiler sayesinde oluşturulan yönetimler hızla tabanın istek ve beklentilerinden uzaklaşmıştır. Bu öyle bir uzaklaşmadır ki örneğin en son 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa referandumunda; grev hakkı olmayan bir sözde toplu sözleşme düzenine açıkça hayır diyememiştir.
Bu referandumda, açıkça hayır diyen Türkiye Kamu-Sen konfederasyonunun ise, 2001 yılında çıkarılan 4688 sayılı Kamu çalışanları Sendikaları Kanunu’nda grev ve toplu sözleşme hakkı olmamasına rağmen bu yasanın çıkarılması için nasıl mücadele verdiği ve eylem kırıcılığı yaptığı halen hafızalarımızdadır. Memur-Sen’in durumunu ise anlatmaya zaten gerek yok.
Değerli Basın Mensupları,
İşte bu durum karşısında ulaştırma emekçilerinin sendikal haklar mücadelesini sürdürmek için, evrensel değerlere bağlı ve samimi bir çatıya ihtiyacı vardı. Bize bu çatıyı Birleşik kamu-İş ve üye sendikaları sunmuştur. Bu günden itibaren ulaştırma emekçileri, sendikal haklar mücadelesini bu çatı altında ve Ulaştırma Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası adıyla sürdürecektir.
Evet, bu gün Ulaştırma Hizmet Kolunda faaliyet yürütmek üzere yeni bir sendika kuruyoruz. Ancak sendikamız yeni diye kimse bu mücadeleyi yeni sanmasın. Bu mücadelenin kökleri 1800’lü yıllara dayanmaktadır.
Bu gün sendikamızın kurucusu olan, yarında üyesi olacak arkadaşlarımızın çoğunluğu onlarca yıldır sürmekte olan emek mücadelesinin zaten birer neferidirler. O mücadele sırasında edindikleri birikimleri bugünde yeni kurulan sendikamıza taşımışlardır. Bu nedenle, kısa sürede iş kolumuzda önemli bir konuma geleceğimize ve kitleselleşeceğimize olan inancımız tamdır.
Bu mücadelede Birleşik Kamu-İş’in sendikamıza, sendikamızın da Konfederasyonumuza güç katacağına inanıyoruz.
Yeni kurulan sendikamız Ulaştırma Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası, Ulaşım-İş, Sınıf ve Kitle sendikacılığını savunacak ve iş kolumuzda çalışan herkesi ayrımsız kucaklayacaktır. Ancak, işbirlikçi bir anlayışla kişisel çıkarları uğruna çalışanların aleyhine davranışta bulunanlar ile Atatürk İlke ve Devrimlerini hazmedemeyen, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmayan, ülkemizin bağımsızlığı ve bütünlüğünü ilke edinemeyen ve demokratik anlayışa sahip olmayan kişi ve anlayışlara aramızda yer verilmeyecektir.
Sendikamızın kuruluşunu siz değerli basın mensupları aracılığı ile kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Kurucular Kurulu Adına
Adem ÇALIŞKAN
Geçici Yönetim Kurulu:
Adem ÇALIŞKAN
Gülser GÜLEBAY
Taki ŞAHAN
Nevzat ÖZER
Suavi KARAGÖZ
Veli KARAMAN
Ali Mustafa YILDIRIM
|